İçeriğe geç

Abbasiler Sünni mi Şii mi ?

Abbasiler Sünni mi Şii mi? İktidar, İdeoloji ve Toplumsal Yapının Analizi

Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyasal Çözümleme

Siyaset bilimi, güç ilişkilerinin ve toplumsal yapının derinliklerine inmeyi gerektiren bir disiplindir. Toplumların şekillenmesinde, iktidar yapıları, ideolojiler ve kurumsal düzenlerin nasıl etkileşimde bulunduğu büyük bir önem taşır. Peki, Abbâsîler’in ortaya çıkışı, iktidar anlayışları ve toplumsal yapıları üzerinden İslam dünyasında ne gibi dönüşümler yaşandı? Abbasilerin Sünni mi, Şii mi oldukları sorusu, aslında sadece bir mezhep tartışması değil, iktidarın nasıl kurulduğu ve meşruiyetinin nasıl sağlandığına dair derin bir analizi ifade eder. Bu yazı, Abbasiler’in siyasal yapısını, toplumsal düzeni ve ideolojik yönelimlerini tartışırken, tarihsel bağlamı ve günümüzdeki yansımalarını inceleyecektir.

Abbasiler ve İktidar: Sünni veya Şii?

Abbasiler, 750 yılında Emevi hükümetini devirdikten sonra iktidara gelmiş, Bağdat’ı başkent yaparak büyük bir İslam İmparatorluğu kurmuşlardır. Ancak Abbâsîler’in Sünni mi yoksa Şii mi olduğu sorusu, iktidar kurma biçimlerine ve meşruiyet stratejilerine dair önemli bir soru işareti yaratır.

İktidar, her toplumda olduğu gibi Abbâsîler için de stratejik ve dinamik bir yapıdır. Abbâsîler, Emeviler’in otoriter ve aristokratik yapısına karşı halkı kendilerine çekmek için, özellikle şii kökenli hareketlerden faydalanmışlardır. Ancak, iktidarlarını kurduktan sonra Şii ideolojisinden çok Sünni mezhebinin doktrinlerine yakın bir politika izlemişlerdir. Bu strateji, hem iktidarlarını sağlamlaştırmak hem de Arap toplumunda geniş halk desteği bulmak için bir gereklilik haline gelmiştir.

Abbâsîler’in iktidar yapısı, meşruiyetlerini oluştururken, Sünni mezhebinin geleneklerine dayalı bir anlayışı tercih etmelerinin, pratik bir sonuç olduğunu söyleyebiliriz. Bu, aslında toplumsal düzenin stabilizasyonu için en etkin yoldu. Mevcut güç yapısını desteklemenin, halkın duygularına hitap etmenin ve ideolojik bütünlüğü sağlamanın bir yolu olarak görülebilir. Fakat bu aynı zamanda, mezhep çatışmalarını içeren bir strateji olma potansiyeline sahiptir.

İdeoloji ve Kurumsal Yapı: Sünnilik Üzerine İnşa Edilen Abbâsî Devleti

Abbâsîler, başlangıçta Şii ideolojisini benimsemiş olabilirler, ancak iktidarlarını pekiştirdikçe, Sünni doktrinlerini devletin resmi ideolojisi olarak benimsediler. İdeolojik tercihlerinin arkasında, Abbâsîlerin kurumları ve güç yapıları yatmaktadır. Bağdat’ta kurdukları bürokratik sistem, Abbasilerin kurumsal güçlerini pekiştirmiş, zamanla Sünniliği daha geniş kitlelere yaymanın bir aracı olmuştur.

Ancak bu, Abbâsîlerin yalnızca “Sünni” oldukları anlamına gelmez. Bir yandan Emevi İmparatorluğu’nun halefleri olarak kendilerini kabul ettirirken, diğer yandan toplumu ve özellikle Şii nüfusu etkileme biçimlerini gözlemlemek önemlidir. Zira, Abbâsîler’in Şii isyanlarını baskı altına alırken, aynı zamanda toplumun daha geniş kesimlerini kendi politik ideolojilerine entegre etme çabaları da dikkat çekicidir. Bu noktada, iktidar kurma sürecinde ideolojinin hem bir araç hem de bir savunma mekanizması olarak kullanıldığını söyleyebiliriz.

Vatandaşlık ve Toplumsal Etkileşim: Erkeklerin Stratejik, Kadınların Katılımcı Perspektifi

İktidar ve toplumsal düzen üzerine yapılan analizler, genellikle erkek perspektifine dayanır. Ancak, bir siyaset bilimci olarak toplumsal etkileşimi daha geniş bir çerçevede ele almak gerekir. Erkekler, çoğunlukla iktidar ve güç ilişkileri üzerine stratejik düşünceler geliştirirken, kadınlar toplumun katılım ve demokratik süreçlerine daha fazla odaklanır. Abbasiler’in siyasal yapısında, erkeklerin stratejik bakış açıları ile kadınların toplumsal katılım biçimlerini analiz etmek de oldukça önemlidir.

Abbasiler döneminde, özellikle kadınların toplumdaki rolü genellikle kenarda kalmış olsa da, zamanla kadınların etkin olduğu pek çok sosyal yapının varlığı ortaya çıkmıştır. Abbâsîler’in sosyal ve kültürel gelişim sürecindeki katkıları, kadınların da önemli bir biçimde toplumsal etkileşime girmelerini sağlamıştır. Öte yandan, erkeklerin ideolojik ve stratejik bakış açıları, devletin merkeziyetçi yapısının güçlenmesinde etkili olmuştur.

Peki, bu iktidar ilişkilerinde kadınlar ne kadar etkili olabilmiştir? Toplumda gerçekten eşitlikçi bir yapının sağlanıp sağlanmadığını sorgulamak, Abbâsîlerin siyasal yapısının daha derinlikli bir incelemesini gerektirir. Kadınların toplumsal yapıya etkisi, her ne kadar daha sınırlı olsa da, siyasetin dinamiklerinde etkili bir etkileşim biçimine dönüşebilir.

Sonuç: Abbasiler’in Sünni Kimliği ve İktidarın Evrimi

Abbasiler, iktidarlarının ilk yıllarında Şii kökenli bir hareketten doğmuş olsalar da, devletlerini kurduktan sonra Sünni mezhebinin ideolojilerini benimsemişlerdir. İdeolojik tercihler, yalnızca dini değil, aynı zamanda siyasal stratejiyi de belirlemiştir. Abbâsîler’in Sünni kimliği, iktidarlarını pekiştirme, kurumsal yapılarını inşa etme ve toplumu denetleme amacına hizmet etmiştir.

Ancak, bu dönüşümün ardında yatan daha derin bir soruya dikkat çekmek gerekir: İktidarın şekli, bireylerin ve toplulukların hangi ideolojiye meylettiğinden çok, hangi stratejilerin en güçlü sonuçları doğurduğuyla mı ilgilidir? Mezhebi bir ayrımın ötesinde, iktidar, toplumsal yapıyı nasıl dönüştürür? Erkeklerin stratejik bakış açılarının ve kadınların demokratik katılım arayışlarının birleşimiyle, gerçek bir toplumsal değişim mümkün müdür?

Bu sorular, sadece geçmişin değil, günümüz siyasetinin de önemli bir parçasıdır.

8 Yorum

  1. Demir Demir

    Lakin kendileri de Sünni olan Abbas hanedanı için en büyük aşağılanma, başka bir Şii fraksiyonu olan Büveyhiler’den geldi. Emevîler’in iktidarı Muhammed’in amcası Abbas bin Abdülmuttalib’in soyundan gelen Abbâsîlerin , Emevî yönetimine karşı Abbâsî İhtilâli adı verilen ayaklanma ile 750’de halifeliği ve iktidarı ele geçirmesiyle son buldu. Bu tarihten itibaren Abbâsîler 1258’e kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.

    • admin admin

      Demir! Kıymetli yorumlarınız sayesinde yazının dili sadeleşti, anlatım daha güçlü hale geldi ve akıcı bir üslup kazandı.

  2. Yürek Yürek

    Filistin’de İslam, Filistin nüfusunun çoğunluğunun dinidir. Batı Şeria nüfusunun ‘ini Müslümanlar oluşturur, geri kalanını da, İsrail yerleşimcilere aittir. Gazze Şeridi nüfusunun Müslümandır. Filistinli Müslümanlar genellikle Sünni İslam’ın bir kolu olan Şafidirler . Emevî ismi Dört Halife döneminden (632-661) sonra İslam Devleti’ne egemen olan Emevî Hanedanı’nın kurucusu Muaviye’nin büyük-büyük-babası Ümeyye bin Abdişems’ten ve Mekkeli Kureyş kabilesine bağlı Ümeyye ailesinden gelmektedir .

    • admin admin

      Yürek!

      Fikirleriniz metni daha okunur kıldı.

  3. Reis Reis

    Türkiye’de Müslüman nüfusun çoğu Sünni olarak bilinmektedir. Türkiye’deki Türk ve diğer etnik gruplardan olan Sünnilerin çoğunluğu Hanefilik mezhebine mensuptur. Türkler arasında Şafii mezhebine mensup olana pek rastlanmamaktadır. ABBÂSÎLER (750-1258) İslam tarihinde Emevîler’den sonra hüküm süren hanedan . Adını Hz.

    • admin admin

      Reis!

      Katkınız sayesinde metin daha net bir hâl aldı.

  4. Aysel Aysel

    Abbasi Devrimi (747–750) Abbasi halifeleri, Muhammed’in en küçük amcalarından biri olan ve aynı Beni Haşim soyundan gelen Abbas bin Abdülmuttalib’in soyundan geliyordu . Abbasi Devrimi (747–750) Abbasi halifeleri, Muhammed’in en küçük amcalarından biri olan ve aynı Beni Haşim soyundan gelen Abbas bin Abdülmuttalib’in soyundan geliyordu .

    • admin admin

      Aysel! Sevgili katkı veren dostum, sunduğunuz öneriler yazının metodolojik yapısını güçlendirdi ve daha sistematik hale getirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbetvdcasino yeni giriş adresibetexper yeni girişsplash