Kundura Türkçe mi? İktidar, Dil ve Toplumsal Düzenin Görünmeyen Haritası
Bir siyaset bilimci için en sıradan görünen kelimeler bile iktidar ilişkilerini, kurumları, ideolojiyi ve vatandaşlığı tartışmaya açan kapılar olabilir. “Kundura Türkçe mi?” sorusu da işte böyle provokatif bir çağrıdır. Ayakkabıya verilen bu isim, bir toplumun yalnızca gündelik pratiklerini değil, aynı zamanda dil üzerinden kurulan egemenlik biçimlerini de yansıtır. Bir kelimenin kökenini tartışmak, aslında toplumsal düzenin hangi ideolojik temeller üzerinde yükseldiğini sorgulamaktır.
Dil ve İktidar: Hangi Sözcük Kime Ait?
Dil, yalnızca iletişim aracı değil; aynı zamanda iktidarın aracıdır. “Kundura” kelimesi, Türkçede yaygın olarak kullanılan bir terim olsa da kökeninin Farsça “kendir” veya Arapça “kundur” sözcüklerinden türediği kabul edilir. Bu durumda soruyu yeniden soralım: Kundura Türkçe mi? Evet, gündelik hayatta Türkçenin bir parçası olarak kullanılmaktadır. Ancak köken tartışması bize şunu gösterir: Diller, tıpkı devletler gibi, iktidar ilişkileri içinde sürekli dönüşür. Hangi sözcüklerin “bizden” kabul edildiği, hangi sözcüklerin “öteki” olarak dışlandığı, aslında toplumsal düzenin kimlik politikalarıyla yakından bağlantılıdır.
Kurumlar ve Sözcüklerin Yasallaşması
Bir kelimenin “Türkçe” olarak kabul edilmesi, dil kurumlarının ve devletin resmi politikalarının sonucudur. Türk Dil Kurumu gibi kurumlar, sözcüklerin meşruiyetini belirleyen otoritelerdir. Bu noktada siyaset bilimi bize şunu sorar: Kelimelerin vatandaşlığı kim verir? “Kundura”nın Türkçe olarak kabul edilmesi, yalnızca dilbilimsel bir mesele değil; aynı zamanda kurumlar aracılığıyla işleyen hegemonik bir düzenlemedir.
İdeoloji: Erkeklerin Güç, Kadınların Katılım Perspektifi
Dildeki güç ilişkileri, siyasal ideolojinin toplumsal cinsiyetle nasıl harmanlandığını da gösterir. Erkek egemen perspektiften bakıldığında, “kundura” sert, dayanıklı ve stratejik bir nesneye atıf yapar. Ayakkabı, askerin yürüyüşünü, işçinin dayanıklılığını, tüccarın hareketliliğini simgeler. Kadınların perspektifinden ise “kundura”, sadece bir araç değil, toplumsal etkileşimin, gündelik hayatın ve demokratik katılımın bir parçasıdır. Kadınlar için kundura, yalnızca yol almak değil; kamusal alanda görünür olmak anlamına gelir. Bu iki yaklaşım birleştiğinde, “kundura” kelimesi iktidar ve katılımın kesiştiği bir sembole dönüşür.
Vatandaşlık ve Dilin Haritası
“Kundura Türkçe mi?” sorusuna verilen cevap, aynı zamanda vatandaşlık tanımını da belirler. Eğer dil, vatandaşlığın en önemli sembollerinden biriyse, hangi sözcüklerin “bizim” kabul edileceği, toplumsal aidiyetin sınırlarını da çizer. Bugün “kundura” Türkçenin gündelik kullanımında vazgeçilmezdir. Ancak köken tartışması bize şunu sorar: Vatandaşlık, kan bağıyla mı, kültürel aidiyetle mi, yoksa resmi kurumların damgasıyla mı belirlenir?
Provokatif Sorularla Düşünmeye Devam Edelim
- Kundura Türkçe değilse, Türkçe’nin sınırlarını kim belirliyor?
- Bir kelimenin kökeni, onu kullanan toplumun kimliğini tehdit eder mi?
- Dil, gerçekten halkın mı; yoksa devletin ve kurumların mı mülkü?
- Kundura kelimesi, kadınların toplumsal katılımını mu yoksa erkeklerin iktidar stratejilerini mi daha fazla temsil eder?
Sonuç: Kundura Türkçe mi?
“Kundura” kelimesi köken itibarıyla Türkçe değildir; fakat bugün Türkçenin ayrılmaz bir parçasıdır. Asıl mesele, onun dilsel kökeni değil, bu köken tartışmasının açığa çıkardığı iktidar ilişkileridir. Devletin kurumları, toplumun ideolojileri ve bireylerin toplumsal cinsiyetle harmanlanan bakış açıları, bir kelimeye vatandaşlık verir ya da onu ötekileştirir. Dolayısıyla cevap şudur: Kundura Türkçedir, çünkü öyle kabul edilmiştir. Ama bu kabul, siyaset biliminin gösterdiği üzere, her zaman iktidarın bir sonucudur.
SEO Odaklı Kısa Özet
Kundura Türkçe mi? Kelime kökeni Arapça/Farsça olsa da bugün Türkçenin gündelik dilinde yerleşmiş durumdadır. Ancak mesele yalnızca dilbilimsel değil; siyaset bilimi açısından dilin, kurumların, ideolojinin ve vatandaşlığın nasıl kurulduğunu gösterir. “Kundura” örneği üzerinden iktidar ilişkilerini ve toplumsal düzeni sorgulamak mümkündür.
TDK sözlükte Kundura kelimesinin anlamı bağsız, konçsuz, kabaca işlenmiş ayakkabı anlamındadır ve dilimizde de sık sık kullanılmaktadır. Kaba işlenmiş bağsız ve konçsuz bir çeşit ayakkabı. İtalyanca condurre (=sürmek, götürmek, ulaştırmak) sözüyle ilişkilidir. Fransızca conduire (=götürmek, ulaştırmak) sözü de aynı köktendir .
Rıza! Her önerinize uymasam da katkınız için teşekkür ederim.
hançer – Nişanyan Sözlük. Arapça χncr kökünden gelen χancar خنجر “kısa savunma bıçağı” sözcüğünden alıntıdır . TDK sözlükte Kundura kelimesinin anlamı bağsız, konçsuz, kabaca işlenmiş ayakkabı anlamındadır ve dilimizde de sık sık kullanılmaktadır. 13 Oca 2022 Kundura Ne Demek, Tdk Sözlük Anlamı Nedir? Kunduracı …
Şermin!
Sevgili yorumlarınız sayesinde yazının dili sadeleşti, anlaşılabilirliği arttı ve okuyucuya daha net ulaştı.
Kundura, kaba işlenmiş, bağsız, konçsuz ayakkabı. Türkçeye İtalyanca condura sözcüğünden geçmiştir . İtalyanca condura “imalat, fabrikasyon ” sözcüğünden alıntıdır.
Bozkır! Sevgili katkı veren dostum, sunduğunuz fikirler yazının estetik yönünü geliştirdi ve daha etkili kıldı.
Türkçe, Türkmence, Salarca ve Azericenin, Ana Oğuzca denilen bir dilden evrilerek oluştuğu varsayılır . Bu ön dilin Türkçeyi oluşturacak batı kolu, 11. ve 15. yüzyıllar arasında Anadolu Selçuklu Devleti ile Anadolu beylikleri etrafında gelişerek Eski Anadolu Türkçesine evrilmiştir. Bu sözcük Aramice/Süryanice #mly מלי “doldurma” kökünden türetilmiştir .
Gülay!
Teşekkür ederim, katkınız yazıya doğallık kazandırdı.