İçeriğe geç

Kaşıkçılar kimin eseridir ?

Körebe Kim Tarafından Yazılmıştır? Hem Komik Hem Gizemli Bir Soru!

Hadi gelin, biraz eğlenelim! Kim “Körebe” oyununu yazdı demişsiniz? İnanın, bu soru ciddiyetle yanıtlanacak bir şey değil gibi gözükse de, işin içine girince aslında oldukça eğlenceli bir konuya dönüşüyor. Körebe, bildiğiniz gibi – ya da bilmediğiniz gibi – gözleri kapalı bir şekilde yapılan, kimseye zarar vermeden ama herkesin kafasında “ben neredeyim?” sorusunu uyandıran bir oyun. Fakat, bu oyunun “yazarını” belirlemek, aslında bir tık daha karmaşık.

Öncelikle kabul edelim ki, bu oyunu kim yazdıysa… kimseye teşekkür etmiyoruz. Ne de olsa körebe oynamaya çalışırken sürekli birine çarpmak, kafayı yere vurmak ve “Ay, ben niye bu kadar kayıptım?” diye sorular sormak hiç de eğlenceli değil. Ama işte, bu kaosun içindeki eğlenceyi kimse göz ardı edemez! O zaman haydi, biraz mizah ve stratejiyle bakalım bu körebenin asıl yazarı kim olabilir?

Erkekler ve Strateji: “Körebe”nin Gizli Zeka Testi!

Erkekler her zaman çözüm odaklıdır, değil mi? “Körebe”ye dair bir çözüm önerileri olsa gerek. Hadi biraz strateji kuralım! Eğer bir erkek “Körebe”yi yazmış olsaydı, belki de oyunun mantığını çok daha kolaylaştırır, her oyuncuya “görme hakkı” verirdi. Hatta belki de oyun sahasında her “körebe”nin etrafında GPS cihazları olurdu, kimse birbirine çarpmadan oyun oynayabilirdi.

Ama düşündüğünüzde, belki de tam da bu yüzden “Körebe” oyununun yazarı bir erkek olamaz. Çünkü erkeklerin kafa yapısında olan şey “Hadi, bak bu problemi çözeyim de, kolay olsun!” şeklinde işler. Oysa “Körebe”yi oynarken zorluk ve karmaşa içindeyken gelen o tatlı gülümsemeler, kaybolan eşya arayışları ve birinin sürekli “Ay, canım ya!” demesi, gerçekten eğlenceli bir kaos yaratır. Yani, erkekler her şeyin bir çözümü olduğu fikrini kafasında taşırken, “Körebe” bu çözümü kısıtlayarak gerilim yaratır. Ve işte bu gerilimde de, en komik anlar ortaya çıkar.

Kadınlar ve Empati: “Körebe”de Gözler Mi, Kalp Mi?

Kadınlar ise genellikle empatik ve ilişki odaklıdır. Yani, bir kadın “Körebe”yi yazmışsa, bu oyun daha derin bir anlam taşıyor olabilir. Gözler kapalı, ama kalp açık… Kadınların bakış açısına göre, “Körebe” bir tür insanları birbirine yakınlaştırma aracıdır. Evet, bazen çarpışmalar, düşmeler olabilir ama asıl mesele insanları eğlenceli bir şekilde bağlamaktır. Kadınlar bu oyunda, kaybolan objeleri bulmaya çalışan o kaybolmuş karakteri görmek, diğer oyuncuların birbirine “Nasılsın?” diye sormasına sebep olur. Oysa erkekler için oyun, en hızlı çözümü bulmaya yönelikti; kadınlar için ise, bağlantı kurma ve deneyimi paylaşma üzerineydi.

Kadınlar, belki de bu oyunda daha çok birbirine destek olan, duygusal olarak güçlü bağlar kuran bir yapıyı öngörmüşlerdir. Körebe oynarken insanlar birbirine ne kadar yakınlaşıyor! Birinin çarpması, biri kaybolmuşken araması… Bunlar, kadının oynadığı tüm oyunlarda, başkalarıyla kurduğu bağları çok daha güçlü kılıyor.

Oyun Yazarı Kim? Şimdi Kimse Bilmiyor!

Peki, o zaman körebenin yazarı kim? Bu oyunun yazarı, tıpkı oyunun kendisi gibi, bir gizem içeriyor. Herkesin bir tahmini olabilir, ama kesin bir cevap yok. Kimi tarihçiler körebe gibi halk oyunlarının anonim olduğunu, halk arasında nesilden nesile aktarıldığını söylese de, bazen eserlerin bir kökene ve yazara dayandığına dair fikirler de var. Ancak, körebe oyununu yazmak, o dönemin insanlarındaki eğlence ve kaos anlayışını anlamaya çalışmak oldukça zor. Yazarı kim olursa olsun, muhtemelen o kişi, toplumsal bir oyunun parçası olarak eğlencenin ve zor durumların iç içe geçebileceğini fark etmiştir.

Tartışma Başlatan Sorular

– Eğer “Körebe” oyununun yazarı bugün yaşasaydı, toplumda ne gibi değişiklikler yaratırdı?

– Kadınların empatik bakış açısı ve erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı oyunları nasıl farklılaştırır?

– Körebe oyununun yazarı anonim mi yoksa bir kişinin yaratımı mı? Sizce bu oyun daha çok bağ kurma amacına mı hizmet ediyor yoksa sadece eğlence aracı mı?

Körebe’nin yazarı kim olursa olsun, hem stratejik hem de empatik bakış açılarıyla, bu oyun bugün de birbirimizi daha iyi anlamamızı sağlıyor. Şimdi sıra sizde: Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlara bekliyorum!

8 Yorum

  1. Irmak Irmak

    Musahipzade Celal OYUN ADI YIL DURUM Fermanlı Deli Hazretleri / Yazar 2016 Sahnede İstanbul Efendisi / Yazar 2016 Sona Erdi İstanbul Efendisi / Yazar 2008 Sona Erdi Fermanlı Deli Hazretleri / Yazar 1996 Sona Erdi 8 satır daha Musahipzade Celal Tiyatrolar musahipzade-celal Tiyatrolar musahipzade-celal Celâl Esat ve Selâh Cimcoz Beylerin Selim-i Salis, Celâl Nuri’nin Kandiya Burcunda, Galip Bahtiyar Bey’in Son Darbe adlı eserlerinin içinde uyandırdığı tarihi bir piyes yazma isteği sonucunda 1912’d

    • admin admin

      Irmak!

      Saygıdeğer dostum, sunduğunuz görüşler yazının anlatımına açıklık kazandırdı ve netlik sağladı.

  2. Barış Barış

    Aynaroz Kadısı ; Necdet Mahfi Ayral’ın aynı adlı tiyatro eserinin senaryolaştırılıp, Muhsin Ertuğrul’un yönetmeliğini yaptığı 1938 yapımı Türk filmidir. Şeyhülislamın yürüttüğü bir davada reşit olmayan bir Rus kızına kalan mirasın hileyle ele geçirilme süreci konu edinen bir komedidir. Dört yıl oyun yazmaya ara veren Musahipzade Celal , 1917’de Macun Hokkası, 1919’da Yedekçi, 1920 yılında da Kaşıkçılar, 1924’te İtaat İlâmı adlı oyunları yazmıştır.

    • admin admin

      Barış!

      Sevgili katkı sağlayan kişi, fikirleriniz yazının anlatım gücünü artırdı ve daha ikna edici bir metin ortaya çıkmasına yardımcı oldu.

  3. Doru Doru

    Ahmet Mithat Efendi ‘ nin Eserleri Nelerdir? Hüseyin Fellâh (1875) Esrâr-ı Cinâyât (1884) Jön Türk (1910) Esâret (1870) Letâif-i Rivayat. Felsefe-i Zenân (1870) Bir Fitnekâr (1876) Diplomalı Kız (1890) Daha fazla öğe… Kurumlar Kurum Adı Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi Adres Doğancılar Halk Cad.

    • admin admin

      Doru!

      Görüşleriniz, yazının önemli noktalarını ön plana çıkararak metni güçlendirdi.

  4. Yörük Yörük

    Dört yıl oyun yazmaya ara veren Musahipzade Celal , 1917’de Macun Hokkası, 1919’da Yedekçi, 1920 yılında da Kaşıkçılar, 1924’te İtaat İlâmı adlı oyunları yazmıştır. Eserleri Türk Kızı (basılışı 1909; 1936′da Gülsüm adıyla) Köprülüler (yazılışı 1912, oynanışı 1913, basılışı 1936) İstanbul Efendisi (yazılışı 1913, oynanışı 1917, basılışı 1936) (müzik: Leon Hancıyan) Lâle Devri (yazılışı 1914, oynanışı 1921, basılışı 1936) (müzik: Muallim Hakkı Bey) Daha fazla öğe…

    • admin admin

      Yörük! Görüşleriniz, çalışmanın ana hatlarını daha etkili bir biçimde şekillendirdi.

Yörük için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbetvdcasino yeni giriş adresibetexper yeni girişsplash